Astrolojinin Tarihçesi

Yaşamı düzenlemek, zamanı ayarlamak için gökyüzünün haritasını çıkartma çabaları bildiğimiz kadarıyla M.Ö. 2000’li yıllara dayanmaktadır. Bilinen en eski astrolojik kaynak, Babil temelli olup M.Ö. 1875 yıllarından kalma ve 70 tabletten oluşan” Enuma Anu Enlil”dir.

Eski Uygarlıklarda Astroloji Nasıldı?

Mezopotamya’da daha da öncesine gidildiğinde Sümerler’in aslında astrolojinin temelini oluşturduğunu söyleyebiliriz. (M.Ö. 4000-2000) Basamaklı tapınak diye bilinen Zigguratlar’da, Sümerler yıldızları incelemiş, dua etmiş ve burayı kütüphane olarak kullanmışlar Ay ve Güneş tutulmalarını incelemişlerdir. Sümerler ve Akadlardan sonra Babiller de gökyüzünü zigguartlardan incelemişler, Ay ve Güneş dışında ilk kez gezegenlerin beşini keşfetmişlerdir. Toplumsal düzeyde, kitlesel olaylar ve ülkelerin kaderlerine yönelik kehanet amacıyla kullanılan astrolojinin, kişisel düzeyde kullanımı Babil’in M.Ö. 539’da Persler tarafından işgal edilme dönemine dayanır. Her insanın ayrı bir birey, ayrı bir evren olduğu görüşü öne çıkmış ve kişisel doğum haritası kavramı astrolojik literatüre yerleşmiştir. Mısır uygarlığı da eş zamanlı olarak M.Ö. 4000-3000 yılları arasında astronomi bilgisini kullanmıştır. Gökyüzünü inceleyerek yön tayini, mevsim bilgileri ve zaman geçişleri hakkında bilgiler edinmişler, sabit yıldızları ve gezegenleri ayırt etmişlerdir. Yunan uygarlığında ise Thales’in (M.Ö.624-548) Mısır ve Mezopotamya’da yıllarca dolaşıp astronominin temel bilgilerini getirmesiyle, astrolojinin gelişiminde alt yapı olmuştur. Gök cisimlerinin hareketlerini gözlem yoluyla ilk kez inceleyen modern astrolojinin babası Ptolemais, Tetrabiblos’ta zodyakta bulunan gezegen, ev ve burçların fonksiyonlarını açıklamış, gezegenlerin birbirlerine uzaklıklarına göre açı teorisini formüle etmiştir.

Yunan uygarlığına egemen olan Roma medeniyeti, astrolojiyi tutsak ettikleri köleler vasıtasıyla öğrenmişlerdir. Roma soyluları yıldızların her şeye kadir olduklarına inanırlardır. Roma döneminde astroloji daha çok kehanetle eş anlamlıydı. Bireylerin kişilik özellikleri üzerindeki etkisi unutulmuştu. Roma’nın sınırları genişleyince Yunan kültürünün tamamen etkisinde kalarak Greko-Romen kültürü doğmuştur. Romalıların Yunanlı tanrıları benimsemelerine rağmen kendi Romalı tanrıları vardı. Bugün kullanılan gezegen isimleri Roma tanrılarının Latince isimleridir. 

 

1 Yorum

  • hayatimda para konusu

Yorum Ekle